Hangi Annelerin Günü?

Hangi Annelerin Günü?

"Dişi" olmak, hangi türden olursa olsun bir canlının eril şiddete maruz kalması için çoğu zaman tek başına yeterli bir "sebeptir". Peki ne yapıyor bu hayvan köleleştiren sistem dişilere?



Carl J. Adams'ın yazdığı Etin Cinsel Politikası'nı okuyan herkes, feminizm ve türcülük arasında inkar edilemez bağ ile yakından tanışmıştır. Adams'ın deşifre ettiği tahakküm ve cinsiyetçilik öyle yoğun bir şekilde kültürel olarak kodlanmıştır ki çoğumuz gündelik hayatta bunu fark etmeyiz dahi. Sermaye hizmetkarı anaakım medya, küreselleşmenin kendine sunduğu fırsatları değerlendirerek bu durumu normalleştirmemizde önemli bir paya sahiptir; ancak peki ya görmediklerimiz?

Süt Endüstrisi

Yalnızca ABD'de 2008 yılında 25 milyon inek süt endüstrisi için kullanılırken 2.5 milyonu da "ıskartaya" çıkınca öldürülüyordu. Bugün güncel verilere göre bu sayı minimum 29 milyondur. İnekler tecavüz ile sürekli döllenir ve süt vermeye mahkum edilir. TDK'ya göre tecavüz kelimesi "saldırı" anlamına gelmektedir; ki bunun bir tecavüz olduğu konusunda kimsenin şüpheye düşmesine lüzum yoktur.

(Görsele tıklayarak görselin kaynağına erişebilirsiniz.)

Bütün memeliler gibi inekler de süt vermek için döllenmelidir. Aksi, yalnızca bir safsatadan ibarettir. Gebelikleri arasında kısa aralar verilir ve böylece doğum acıları onlar için bir döngü haline gelir. Doğumdan kısa süre sonra (birkaç saat içinde) yavrular annelerden ayrılır ve insanlara "et" olmak veya süt üretmek için onlar da köleleştirilir. 

Anne ineklere daha çok süt vermesi için yapay bir beslenme programı dayatılır ve doğal olandan çok daha fazla süt üreten inek, kesimhaneye gidene kadar acılar içinde yaşar. Tabi, bununla birlikte doğal olmayan hastalıklarda belirgin bir artış olduğunu vurgulamak gerekiyor.

Ve evet, buzağılar annelerinden ayrıldığında günlerce, boğazları tahriş olana kadar ağlar.

Dana eti yemeyi korkunç bulan insanlar, bunun süt üretiminin bir parçası olduğu unutmamalıdır.

Bu arada, sütün hala sağlıklı olduğunu düşünüyorsanız yalnızca T. Colin Campbell'in 20 yıl süt üzerine yaptığı bir araştırmanın sonuçlarına dahi bakmanız bilgi sahibi olmanızı sağlayacaktır. 



Tavuklar

Ortalama ömrü 10 yıl olan tavuklar, ister free range olsun ister köle kümeslerinde yaşasın yaklaşık 1.5 yıl sonunda ölüme gider. Yapay aydınlatma ile 34 saatte bir yumurtlatılan kümes tavukları hayatları boyunca kötü muameleye mahkumdur. 

Civcivler erkek ve dişi olarak ayrılır ve yumurtadan çıktıktan itibaren anneyi hiç görmezler. Erkek civcivlerin kaderi doğrudan ölümken dişiler sömürülmek üzere üretim kafeslerine götürülür. Bunun öncesinde ise birbirlerine zarar vermemeleri için gagalarının ucu sıcak pres ile köreltilir veya kesilir. 




Dar kafeslerde o kadar çok tavuk bir arada tutulur ki tavuklar kötü yaşam koşullarından ya ölür ya da can çekişirken diğer tavukların altında ezilir. Ortalama 18 ay sonunda hayatta kalanlar ise kesimhaneye gönderilir. Ölümleri ise kitlesel üretim adına elektrikle, haşlanarak veya kafaları kesilerek  gerçekleştirilir.

Şimdi tekrar düşünmek gerekiyor; hangi annelerin gününü kutluyoruz? Hangi anne böyle bir yaşamı, köleliği ve ölümü hak eder?

Yararlanılan kaynaklar: 

VeganTurkiye: Free Range Ambalaj Süsü Mü?

PETA: 21 Things the Egg Industry Doesn’t Want You to See



Farm Sanctuary: Cattle Raised for Dairy and Meat Production

Yorum Gönder

0 Yorumlar